Osmanlı sarayında “maskara”, “karavaş” hattâ düpedüz “dalkavuk” denen kişiler vardı ki, işleri-güçleri, devlet işlerinden yorulan padişahı güldürmek, memnun ve mutlu etmekti.
Görev icabı, padişahı sürekli över, hoşuna gidecek şakalar, taklitler, şaklabanlıklar yapar, onu eğlendirmeye çalışırlardı.
Diyelim ki, padişah, dalkavuğa kaç yaşında olduğunu sordu. Cevap şu şekilde olurdu: “Emrettiğiniz yaştayım, Hünkârım!”
Diyelim ki, ne düşündüğünü sordu: “Ne emir buyurursanız onu düşünürüm, efendimiz!”
Derler ki, Sultan İkinci Mahmud musakkayı pek severmiş. Bir gün dalkavuğuna patlıcanı övmüş. Dalkavuk hemen tasdik etmiş: