“Hem ses dinleniyor, hem manzara seyrediliyor!”
8 Mayıs 1935 tarihli Akşam gazetesinin haber başlığı bu. Hemen altında da iri harflerle açıklayıcı bilgi veriliyor: “Avrupa’nın ekseri memleketlerinde uzaktan görme neşriyatı başladı.”
Bu merakaver başlıkların altındaki haber eminim bir solukta okunmuştur. Aynen şöyle deniyor: “Avrupa’nın ekser memleketlerinde Television (uzaktan görme) neşriyatı başlamıştır. Akşamüzeri radyosunu açarak dünyanın dört tarafından gelen sesleri dinleyenler şimdi, küçük bazı ilavelerle, bu sesleri çıkaranları da görebiliyorlar.”
“Biz de onları görebiliyor muyuz?” sorusunun şimdi tam sırası, ama Yılmaz Erdoğan’ın şaşkın zekâsı sayesinde “Vizontele” filminde sorulmuş olduğundan tekrara girmeyelim.
Haberi yazan rahmetli, kendince bir sürü teknik izah yaptıktan sonra, şöyle bir ayrıntı daha veriyor: “Yalnız şurasını da söyleyelim ki televizyon âleti, bazılarının zannettikleri gibi bir düğmeye basınca dünyanın arzu edilen köşesini gösteren makineler değildir. Ancak televizyon merkezinin neşriyatını gösterir.”
Gazetede neredeyse insan boyunda bir de televizyon fotoğrafı var, meraklıları internetten bulabilir.