Kıblesini şaşırmış bir Türkiye oluşturmak için çok uğraştılar!..
Bir zamanlar dünyanın üçte birine hâkim olan tefekkür manzumesinin mensuplarını (dindar Müslümanları) öyle bir duruma getirdiler ki, yıllar boyu mekânı zindan oldu, hicran oldu…
Ezansız, Kur’ansız kaldı.
Derdini anlatacak bir küçücük yayın organı bile yoktu elinde. Dindar Müslüman ateşle imtihan olunuyordu. Suçlular güçlüydü. Dindarın ensesine vurdu mu, ekmeğini alıyordu adam!.. Gıkınızı çıkarır gibi olunca da zindanı boyluyordunuz.
İlkokula gittiğim yıllarda tornacı bir Kadir Amca’mız vardı. Maharet sahibiydi. Elinden her iş gelirdi. Çok da okurdu. Okuya okuya Stalinistlikten dindarlığa dönmüştü...
Yağmurlu bir 10 Kasım günü “Ben bu yağmur altında dikilemem” dediği için bazı CHP’liler tarafından ihbarlandı. Bir buçuk yıla mahkûm oldu. Cezaevinde iken ölen karısının cenaze namazına katılmasına bile izin vermediler…