Yavuz Bahadıroğlu Yeni Akit Gazetesi

Hilafetin kaldırılışından sonra neler oldu?

Önceki yazılarımızda hilafetin kaldırılma sürecini konuştuk. Bugün hayata yansımalarını konuşalım ve bu arada “hilafet kaldırılmasaydı ne olurdu?” sorusuna da...

09 Ağustos 2019 | 642 okunma

Önceki yazılarımızda hilafetin kaldırılma sürecini konuştuk. Bugün hayata yansımalarını konuşalım ve bu arada “hilafet kaldırılmasaydı ne olurdu?” sorusuna da cevap arayalım.

Hilafetin kaldırılışının ardından siyasi muhalefet başladı. Mustafa Kemal Paşa’nın yakın arkadaşlarından Dr. Rıza Nur üslubunu sertleştirdi: “Halifeliğin ilgası cinayet olmuştur... Halifeliğin ilgası çılgınlıktır” demeye başladı. 

Onun yanı sıra, geçmişte Mustafa Kemal Paşa ile kader arkadaşlığı yapan Rauf (Orbay) Bey, Refet (Bele) Bey ve Kazım Karabekir Paşa gibi isimler yollarını ayırdılar: Halk Partisi’nden ayrılarak Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kurdular. Bu hareketin en belirgin özelliği “gelenek ve inançlara saygılı” olarak kamuoyu önüne çıkmasıydı...

Fakat İsmet Paşa muhalefete alışık değildi. Kimliği hâlâ tartışılan “isyanlar” bahanesiyle, Türkiye’yi yıllar boyu inim inim inleten “Takrir-i Sukun” (4 Mart 1925) dönemini açacaktı. Bu kanuna dayanarak ve “irtica”yı bahane ederek Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nı kapattıracak, (17 Kasım 1924’de kurulan bu parti 3 Haziran 1925’te kapatıldı) yeniden İstiklal Mahkemeleri’ni kuracak, memleketi demir yumrukla idare etmeye başlayacaktı. Artık neredeyse yaşamak bile yasaktı!

Hilafetin kaldırılması, “Halifeyi kurtaracağız” diye savaşan Anadolu’da buruklukla karşılanmıştı. Yer yer tepkiler oluştu. Bu tepkiye karşı baskı da çok şiddetli oldu. Hemen her muhalif hareket ölümle bastırıldı. 

Halk hükümetten ürkmüştü. Bu ürküntü, “yönetilen kitle”yi “yöneten”lerinden (bir başka deyişle devlet milletten) büyük ölçüde kopardı. O kopuklukta ezan Türkçeleşti, din eğitimi veren kurumlarla tekke ve zaviyeler, hatta türbeler kapandı, bazı camiler satıldı, kimisi depo hatta parti merkezi olarak kullanılmaya başlandı. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Osmanlı’da ev hayatı 03 Kasım 2020 | 495 Okunma Osmanlı evleri ve modern evlerimiz 02 Kasım 2020 | 381 Okunma Toplum yeniden inşa edilmeli 31 Ekim 2020 | 397 Okunma Osmanlı’da çocuk olmanın anlamı 30 Ekim 2020 | 287 Okunma Türkiye’de çocuk olmak… 28 Ekim 2020 | 164 Okunma