Düşünelim dostlarım: Madem “Allah irade istemedikçe, sarı yaprak bile yere düşmez”, Müslümanların üzerine bomba yağmasının “hikmet”i nedir?..
Düşünelim dostlarım: Müstahak olmadıkça, Allah kulunu cezalandırmayacağına göre, acaba hangi fiilimizle (kastımızla, günahımızla, hatamız ve ihmalimizle) böyle bir “ceza”yı hak ettik?..
Biz Müslümanlar, bugün karşı karşıya bulunduğumuz “ceza”yı hak etmek için ne yaptık ya da neyi yapmamız gerekirken yapmadık?
Ey Diyanet! Bu iş Müslüman saymakla olmaz: Kaç Müslüman başını ellerinin arasına alıp beynini kanatırcasına, ruhunu yakarcasına “Benim bu işte sorumluluğum nedir?” diye düşünüyor ve “kendi kişisel ihmallerinin pişmanlığı içinde secdeye kapanıp istiğfar ediyor?” Ona bakın, ille de sayacaksanız onları sayın: Bakalım gerçek anlamda kaç kişiyiz?
“Adına “İsrail” denen, dünyanın en acımasız, en ilkesiz, en hayasız terör örgütü, yıllar önce Müslümanların içine nasıl sızdı, Filistin’e nasıl yerleşti?” diye düşünen, “Bir avuç İsrail 300 milyonluk (hepsi bir buçuk milyar) koskoca İslâm dünyasına nasıl üstünlük sağladı?” diye merak eden kaç Müslüman var?..