Sayın Cumhurbaşkanımız, aşırı fiyat artıran marketleri suçluyor ve sahiplerini “insaf”a, “vicdan”a, “ahlâk”a çağırıyor…
Gelemezler! Çünkü hem çok işleri var, hem de belirtilen “erdem çizgisi”ni çoktan geçmiş bulunuyorlar! Artık ulaşmak istedikleri tek hedef var: “para”!
Eskiden, henüz “para” ve “makam”la buluşmadığımız yıllarda, aza kanaat eden “fukara-ı sabirin”den Müslümanlardık: Olana şükreder, olmayana sabrederdik.
Bu yüzden ödüllendirildik. Allah “yürü ya kulum” dedi, yürüdük! Partiler, şirketler, holdingler kurduk. Nihayet paraya, iktidara ve güce kavuştuk. İrademiz, doğru kullanılmamaları halinde fitneye dönüşüp nefsi azgınlaştıran unsurlarla tanıştı. Bir süre, paranın getirdiği pahalı oyuncaklarla (otomobil, ev, yat, mücevher, v.s) oyalandık.
Derken, tanımadığımız, pek de tanımlayamadığımız bir dünyanın parıltıları arasında başımız döndü. İrademiz çözüldü. Lüks, ihtişam ve iktidara çabucak alıştık. Her “meşruiyet” çizgisini bir bir aştık. Kapılarımızı “gayrimeşru” olana bir bir açtık: “Yeter ki para gelsin!”