Ayrıca her kadın uygun işlerde çalışabilir, sosyal kurumlar vücuda getirebilirdi.
Ankara Şer’iyye sicilerine kayıtlı 151 vakıftan 43’ü, 1546 tarihli İstanbul Tahrir defterlerine kayıtlı 2 bin 517 vakıftan 913’ü kadınlara aittir. Bu da kadınların ekonomik haklarını diledikleri gibi kullandıkları anlamına gelir.
Osmanlı bir tarım toplumudur. Bunun bir icabı olarak köylü kadın ekim, dikim, hasat, satış konularında erkeğiyle aynı haklara sahiptir. Ona sorulmadan iş yapılamaz, ürün satılamaz…
Hatta kırsal kesim kadını erkeklerden daha fazla etkindir. Köyler “anaerkil” bir yapıya sahiptir.