Bir televizyon röportajında, sunucu, “Yavuz Bahadıroğlu kimdir?” diye sorunca, kilitlenip kaldım…
“Hiç kimse” desem anlayacak mıydı? Hadi o anladı diyelim, seyirciler ne düşünecekti? “Amma da gururlu” diyecekler miydi?..
Yoksa “Adam (genelde “herif” derler) daha kim olduğunu bile bilmiyor” diye kanal mı değiştireceklerdi? Zeki insanlara hitap etmek kolaydır, zor olan ortalamayı tutturmak…
Sonunda kararımı verdim: “Anlamayan anlamasın, yanlış yorumlayan yorumlasın” diyerek, şöyle bir cevap verdim:
“Kim olduğumu değil de kimler gibi olmak istediğimi sorsanız, cevabı daha kolay verebilirim. Ben Hz. Ebubekir kadar fedakâr, Hz. Ömer kadar âdil, Hz. Hamza kadar sert, ama mert; Hz. Osman kadar mülayim; Hz. Âli kadar cesur; Mevlâna kadar âşık; Yunus kadar karmaşık; Gazali kadar âlim; Bediüzzaman kadar minnetsiz; Evliya Çelebi kadar gezgin, Sadi kadar hayalperest, Nasreddin Hoca kadar komik olmak isteyen biriyim…”