İsviçre Medeni Kanunu’nun Fransızca metninden tercüme edilerek “Türk Medeni Kanunu” ve “Türk Borçlar Hukuku” oluşturulduğunu öğrendiğimde, çocuktum.
Çocuk olmakla birlikte, Başöğretmen Hikmet Bey’in rahle-i tedrisinden geçmiştim. Yani son derece milliyetçi, son derece cumhuriyetçi, son derece laik ve devrimci bir niteliğim vardı. Bu yüzden, inanç ve hayat tarzı açısından aramızda dağlar olan İsviçre’den neden kanun ithal ettiğimizi anlayamamış, kabul edememiş, verilen bilgide hata olduğunu düşünmüştüm…
Meğer doğruymuş:Bundan 93 yıl önce, 17 Şubat 1926 tarihindeİsviçre Medeni Kanunu Fransızca metninden tercüme edilip, “Türk Medeni Kanunu” yapılmış.
Büyüyünce fark ettim ki, beş yüz yıllık “Lâtin Alfabesi”, birkaç harf değişikliğiyle bir çırpıda “Türk Alfabesi” olursa, İsviçre Medeni Kanunu da, pekalâ bir çırpıda “Türk Medeni Kanunu” olabilir: “Ben yaptım oldu” dersiniz, olur!
Bu arada bazı tercüme hataları da olmuş diyecek olursanız, eh, o kadar kusur kadı kızında da bulunur!