Osmanlı zamanında Mekke’de Kâbe’den yüksek, Medine’de Ravza’dan yüksek, Kudüs’te Aksa’dan yüksek bina yapmak suretiyle mübarek mekânlara tepeden bakmak kesinlikle yasaktı…
Şimdi Kâbe’nin üstünde Suudî Krallarının sarayı yükseliyor. Onun altında “Zamzam Towers” denilen gudubet bir otel var ki, Arap görgüsüzlüğü ile Hıristiyan mimarının “Kâbe’den intikam” alma sendromunun bileşkesi gibi… Onun altında Kâbe-i Muazzama minyatür gibi kalıyor!
Buna rağmen, bizim her yıl birkaç kere umreye giden “çok zengin” ve de “çok dindar” Müslümanlarımızbu gudubetten devre mülk almakta az yarışmadılar! Şuur ölçüsüne bakın yahu!
Kısacası Mekke’de Kâbe’ye, Medine’de Mescid-i Nebevî’ye tepeden bakan bir sürü otel var. Batı emperyalizmi oteller zinciriyle mübarek beldeleri bağlamış gibi… Rahatlamak için gittiğimiz yerlerden rahatsız dönmemiz bu yüzden…
Osmanlı döneminde Kâbe’den yüksek bina yapılmasına asla izin verilmezdi. Bu konuda Sultan II. Selim’in Harem-i Şerif Kadısı Hüseyin Efendi’ye 30 Eylül 1574 tarihli fermanı ilginçtir. Aslını Twitter hesabımdan (Y_bahadiroğlu) yayınladığım fermanda, padişah, Mekke’deki binaların Kâbe’den yüksek yapılmamasına özen gösterilmesini, yapılanların ise yıkılmasını, buna kendi evinin de dâhil edilmesini emrediyor… Özet olarak fermanın Türkçesi şöyle…