“Türk’üm, doğruyum, çalışkanım”!..
Varlığım Türk varlığına armağan olsun!..
Ne mutlu Türk’üm diyene”!..
Benim çocukluk yıllarımda Türk eğitim sistemi, bunlara benzer sloganlar çerçevesinde bir hayat nizamı kurmaya çalışırdı (hâlâ da öyle). Bu yüzden sloganlar ve şiirler, hayatımızın vazgeçilmezleriydi.
“Demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” derken şişinir, gerçek olup olmadığını sorgulamayı bile akıl edemezdik. Ama rahmetli babam, belli ki, sloganlarla şiirler arasında yaşamıyor, hayatın gerçekleriyle ilgileniyordu.