“Kıraat-hane”…
Bugünkü dilde “Okuma Evi”…
“Kıraathane” eski toplum yapımızın vazgeçilmezlerinden biriydi. Boş vakitler “Kıraathane”lerde kitap okuyarak ya da okuyanı dinleyerek değerlendirildi. Böylece, Peygamber Efendimiz’in “Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” tavsiyesi hayata geçirilirdi.
Sonra düzen bozuldu. Kitaplar “Kıraathanele”lerden çıkarıldı. Yerini “tavla” ve “iskambil” aldı. “Öğrenme” merakı da yerini, gitgide “vakit öldürme” kavramına bıraktı…
“Kıraathane”ler “Kahvehane”ye, kahvehaneler “Cafe”ye dönüştü. Kitapla bağımız zayıflaya zayıflaya koptu.