Haber bültenlerinde tinerci çocuklardan, sokak çocuklarından, hırsız-uğursuz gençlerden, birden “öğretmenini katleden Hukuk Fakültesi dördüncü sınıf öğrencisi” karşımıza çıkmaz mı? Apıştık kaldık!
Hadi diyelim ki, “eğitimsiz ve ailesiz gençler suç makinesine dönüşüyor”, peki üniversite son sınıfa kadar gelmiş “iyi aile çocukları” nasıl bu hale geliyor?
“Suçu” tartışırken, “suçlu” üreten nedenleri ıskalıyoruz sanırım: “Sonuçlar”a odaklanıp sebepleri kaçırıyoruz.
Bazen bir “pazar poşeti” ya da kedi-köpek hikâyesi “insanlık dramı”nın önüne geçebiliyor! Oysa asıl “facia”, Türkiye’nin insan kaynaklarının kuruması, hemen hiçbir alanda “önder insan” yetiştirememesidir.
Oysa geçmişimiz, yalnız zaferler açısından değil, insan kaynakları açısından da çok zengin. Tarihimizin her yılına birkaç “önder insan” düşüyor. Günümüz ise tamı tamına bir “kaht-ı rical” (adam kıtlığı)!Peki, dün başarabildiğimizi bugün neden başaramıyoruz?