Şimdi unutulduğuna bakmayın, eskiden antikomünistlerin ağzından düşmeyen bir slogan vardı: “Komünistler Moskova’ya!” diye bağırır, bu sloganı dağlara-taşlara yazarlardı.
Oysa birinin bir yerlere gitmesiyle değişmediğini, hatta daha da bilenip ideolojisinde derinleştiğini hem Mehmed Âkif, hem de Nazım Hikmet örneklerinde görmüştük…
Hatta bunların daha öncesi de vardı: Bazı Sultan II. Abdülhamid muhalifleri, yurtdışına kaçmışlar, “Jön Türk” olup çıkmışlar, yayınladıkları dergi ve gazeteleri Türkiye’ye sokarak muhalefetlerine daha etkin bir şekilde devam etmişlerdi.
Bunlar hiç yaşanmamış, bu konuda hiçbir tecrübe kazanılmamış gibi, farklı fikirleri slogan eşliğinde kovmaya devam ettik.
Ne de olsa slogan atmak kolay, karşı fikir geliştirmek zordu. Zoru kim ne yapsın? Durduğunuz yerde bağırır ya da dağa-taşa yazar, kendinizi tatmin edip rahatlarsınız. Slogan, cahilin en tesirli selâhıdır!