Bu topraklar, zaman zaman “devlerin aşkı”na şahit olmuştur. Hükümdarlıkta “dev” olanlar, bir cariye karşısında bazen acze düşmüş, inim inim inlemek zorunda kalmıştır:
“Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek,
“Giryemi etti füzun, eşkimi hun etti felek;
“Şirler pençe-i kahrımdan olurken lerzan,
“Beni bir gözleri ahuya zebun etti...