Osmanlı Devleti’ni yönetenler, Allah’ın adâletini dünyaya hâkim kılmaya memur olduklarına inanır, buna göre savaş ya da barış yaparlardı.
Bu inançlarını, “Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: ‘Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden (kurtarıp) çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize katından bir yardım eden yolla’ diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan müstaz’af (âcizler) adına savaşmıyorsunuz?’ mealindeki İlâhî emre dayandırırlardı.