Bugün Amerika ve Avrupa’da kavram olarak “özgürlük” var, ama acaba toplumsal sınıflar eşit olarak bunun nimetlerinden yararlanabiliyorlar mı?
Meselâ sokaklarda yatmak zorunda olan çulsuz biriyle bir işadamına, ya da mevki-makam sahibi birine, demokrasi, aynı imkânları sunuyor mu?
Ya da şöyle düşünelim: Demokrasinin çulsuza verdiği hakla (tabii ki bu insana verilen değerle ölçülür) seçkine verdiği hak aynı mı?
“Hayır” diyor, Fransız tarihçi Ch. Seignobos: “Batı’nın eşitliği nisbidir. Aslında her alana müthiş bir eşitsizlik hakimdir. Ülkemi (Fransa) ele alacak olursak, evvela “asiller” ve rahipler” sınıfını görürüz. Onların alt katında üç sınıf daha var: Burjuva (Bourgeosie), Vilen (Vilain) ve Sarf (Serf yani esir ya da köle)...
“Asillerle rahipler, eski dönem boyunca tüm haklardan ve nimetlerden yararlandılar. Yeni döneme gelince: Demokrasi yine bu zümrelere çalıştı, çünkü mekanizmaya hakimdiler, geçişi diledikleri gibi ayarlayıp, mekanizmayı istedikleri gibi işlettiler.”
Böylece asiller ve rahipler sınıfı hem yönetime hakim oldular, hem de ekonomiye. Bazı istisnalar hariç tutulursa, alt tabakaların başarı şansları hiç olmadı.