Hemen hemen her padişahın ve sıradan insanların bir tarikatı ve şeyhi vardır. Şöyle demek yanlış olmaz sanırım: Osmanlı Devleti bir “şeyhler-müritler devletidir” demiştim ya aynen öyledir!
Düşünün: Osman Gazi’nin ruhu ve şuuru, Şeyh Edebali Tekkesi’ndeki sohbetlerde kıvamını bulmasaydı, Osmanlı Devleti tarih sahnesine çıkabilir miydi?
Çok şüpheli…
Meselâ, Osman Gazi ile oğlu Orhan Gazi, torunu Alâüddin Paşa, Vefâiyye Tarikati’nden âhi şeyhi Şeyh Edebâlî’ye bağlıdır.
Bursa fethedilip Osmanlı’ya “merkez” olduğu andan itibaren yoğun bir tasavvufi hayata geçmiş, âdeta tarikat ve tasavvufun da başkenti olmuştur.