Düşünün: Atatürk Cumhurbaşkanıdır ama yalnızca bu konumdan dolayı değil, kimliği itibarıyla da Türkiye’nin en güçlü insanıdır. Serbest Cumhuriyet Fırkası onun isteği ve teşvikiyle, üstelik en yakın arkadaşlarını partiye vermesiyle kurulmuştur ve bunlar herkesçe bilinen gerçeklerdir...
Buna rağmen İsmet Paşa bu partiye ve kurucularına meydan okuyabilmektedir...
Acaba bu durum derinden derine bir iktidar mücadelesini mi düşündürmeli, yoksa milletin eğilimlerini tespit sadedinde bir danışıklı dövüşü mü?
Neyse, çaresiz kalan Fethi Okyar, telgrafını İzmir dışından Atatürk’e ulaştırmayı başardı. Atatürk, birer suretlerini, gereğini yapmaları için Başbakan’a, İçişleri Bakanı’na ve İzmir Valisi’ne gönderdiğini söylediği cevabi telgrafında özetle şöyle diyordu:
“Fethi Bey, sen behemahal (mutlaka) nutkunu söyleyeceksin. Ve tesadüf edeceğin herhangi bir engeli bana bildireceksin.”
Nihayet miting izni çıktı, Ama bu kez farklı bir oyun tezgahlanmış, Fethi Bey’in konuşacağı kürsünün karşısına bir kürsü daha kurulmuş ve sabırsızlanan kalabalığa Fethi Bey’in ikinci kürsüde konuşacağı duyurulmuştu. Fethi Bey’i dinlemek için o yana gidenler bir sürprizle karşılaştılar: Kürsüde Adliye Vekili Mahmut Esat Bozkurt vardı ve İsmet Paşa’yı överek Fethi Bey’i yeriyordu.