Dinimiz “sevgi dini”, Peygamberimiz “Rahmet Peygamberi”…
Peki biz “sevgi dini”ne mensup Müslümanlar olaraktan “sevgi insanı” mıyız? İnsanları gerçekten seviyor muyuz? Dindaşlarımızı “kardeş”, diğerlerini “türdeş” olarak görüyor muyuz?
Biz de tıpkı Peygamber-i Âlişân Efendimiz gibi, merhametli miyiz, hamiyetli miyiz, şefkatli miyiz?
Böyle isek, şu bencilleşmiş, paylaşımsız, acımasız dünya kimin dünyası?
Bu dünyada şefkat yok, merhamet yok, insan yok, izan yok, hakperestlik yok, tevazu yok, yardımlaşma yok...
Tıpkı kapitalist dünya görüşüne kilitlenmiş tek dünyalılar gibi kendi eksenimize kilitlenmiş, sırf kendimiz için yaşıyoruz.