Sayın Cumhurbaşkanımız “dâvâ”dan söz ettikçe, bizim mahallenin bazı “çokbilmiş”leri bile, “siyasetçinin dâvâsı mı olurmuş” gibisinden dudak büküyor.
Olur: “Fani” şeyler, “baki” şeyler için kullanılabilir. “Fani” şeyler, “baki” şeyler için kullanıldığı ölçüde zaten “bekâ” bulur.
Peki, bunu nereden anlayacağız?
Şuradan ki, “siyaset için siyaset” (ya da sanat için sanat)yapanlar tabansızdır: Tehlike ile karşılaşır karşılaşmaz, pes eder, geri çekilirler. Bunu siyasi literatürümüze geçmiş haliyle ifade edersek, “şapkalarını alıp” giderler!
Ancak daha büyük, daha kalıcı maksada ulaşmak için siyaset veya sanat yapanlar cesur olabilir: Mevziyi asla terk etmezler. Hayatları bahasına direnirler.