1930’a geliniyor…
Yeni bir yıl demek, yeni bir “Güzellik Müsabakası” demektir ve bu da yine rejim destekli Cumhuriyet tarafından organize edilecektir.
Bu olayın bir “yarışma”dan ziyade rejim sorunu olarak ele alınması dikkat çekiyor: Adaylar yarışmaya katılmaktan çok, “Medeni bir sahada memleketin şeref ve haysiyetine hizmet etmek üzere” aranıyor. “Milli vazifeyi ifa”ya çağrılıyorlar.
Yarışma vesilesiyle gazetede yayınlanacak fotoğrafların, “Türk kadını”nı bütün dünyaya tanıtacağı söyleyenerek, muhtemelen hayali bir olaydan şöyle söz ediliyor:
“Feriha Tevfik Hanım’ın resimlerinin Amerika gazetelerinde intişarı bizim lehimizde ne mühim bir propaganda oldu. Türkleri zenci, sarı veya kırmızı ırktan zanneden sürü sürü Amerikalılar kendileri kadar beyaz ve güzel olduğumuzu Feriha Hanım’ın resimlerinden anladılar…
Memleketimiz ve milletimiz namına ele geçen böyle masrafsız bir propaganda fırsatını kaçırmamak, ondan azami derece istifade etmek zaruretindeyiz. Bu fırsattan istifade milli bir vazifedir. Azami istifade ise ancak müsabakalara güzel, çok güzel kız göndermekle olur.”