Hemen isyan bayrağını çekti: “Padişah menem, zira sefere gittikte cennetmekân pederim, devletin tahtıyla bahtını bana ısmarlardı.”
Ama kader arzularımız istikametinde tecelli etmez. Özellikle şehzadelerin kaderi genelde acılı kaderdir. Üç-beş şehzadenin içinden sadece biri tahta geçecek, diğerleri “nizam-ı âlem” için bir şekilde “izale” olunacaktır.
Devlet yönetiminde duygusallığa yer yoktur. Bu yüzden herhangi bir padişah, “Devleti oğullarım arasında bölüştüreyim de ben öldükten sonra kavga etmesinler!” deyip devleti peşkeş çekemez.
Varsayalım bölüştürseler, yine de kardeşlerden bazıları, kendilerine haksızlık yapıldığı gerekçesiyle, bazıları da devletin tümüne hâkim olmak için, birbirleriyle savaşmayacaklar mıydı? Dünya tarihi bunun kanlı örnekleriyle doludur.