Osmanlı deyişiyle, “dar-ı cinana irtihal” eylediler...
Ortak noktaları, ömürlerini tarihe adamalarıydı...
Ortak gerçekleri ise gidişleriyle tarih alanında koskoca boşluklar bırakmaları oldu.
Kadir Mısıroğlu gibi, “vakıf tarihçi” vasfını hak etmiş bir tarihçinin çok zor yetiştiği malûmdur: Bunun için tarihe emek vermek, araştırmaya ömür hasretmek yetmiyor, ayrıca envai çeşit zulme, baskıya, saldırıya, iftiraya, bühtana, zindana da katlanmak gerekiyor...