Hiç sözü uzatmadan söyleyeyim ki, Osmanlı bir “tarikatlar, şeyhler, müritler” devletidir!
Tarikatlar ve bunlara bağlı “mürit”lerin hem “eğitim”, hem de “olgunlaşma merkezi” işlevini gören tekkeler/zaviyeler, Osmanlı insanının ilim, irfan, zikir, fikir, huzur, muhabbet, moral, mutluluk merkezleriydi. Yüz yıllar boyu, toplumun hayat kaynağı oldular: Nice ham yürek kemalini tekke ve zaviyelerde buldu.
Düşünün ki, 600 bin nüfuslu Kanuni İstanbul’unda, 300’ü aşkın dergâh vardır.
Tekke ve zaviyelerde gündüz eğitimle geçen zaman, yatsı sonrasında zikirle ziynetlenir, şahsi kemalât zikir halkası içinde kitleselleşip büyük bir coşkuya dönüşürdü.