Belki bana kızacaksınız (çünkü ne zaman bu konuya girsem, üstüme alev okları yağıyor), ama Osmanlı’nın son yüzyılından başlayıp tüm cumhuriyet dönemini kapsayan “Müslümanlık” anlayışıyla İslam Dini’nin çok örtüşmediğini düşünüyorum, sevgili dostlarım.
Eğitim sisteminin elbette bunda payı var, ancak en büyük pay, bizim duyarsızlığımızın, umursamazlığımızın ve niyetsizliğimizindir.
Bizim “gerçek İslâm”ı ne anlamaya, ne de yaşamaya niyetimiz var.
Yaşadığımız Müslümanlığın ille de tanımlanması gerekirse “İslâm Şartı Müslümanlığı” olarak tanımlayabilirim.
Yani, “şekil ve görüntü İslâmı”!.. Bu da gele gele ya başörtüsüne ya da sarığa, cübbeye, sakala ve bıyık şekline dayanıyor!