Çok gezen yazarlardan biriyim. Hangi şehre gitsem lâle bahçeleri karşılıyor. Her lâlede “Allah” ismini okuyan, her gülde “Resulüllah”ı koklayan yapısıyla, Osmanlı insanını ve ders kitaplarımızda tek taraflı olarak anlatılan “Lâle Devri”ni düşünüyorum...
Lâle en çok İstanbul’a yakışıyor. Nerede bir lâle görsem, Lâle Devri’nin meşhur şairi Nedim’in muhteşem mısraları dilimde dolaşıyor:
“Bu şehr-i Sitanbul ki, bî misl ü bahâdır,
“Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır…
“Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında,