Seçim sonuçları açık: Yorumlanacak pek bir şey yok. Ama seçim öncesinde yaşanan bir usta-çırak tartışması var ki, bana bir başka usta-çırak hikâyesini hatırlattı. Sanırım daha önce de kısmen paylaşmıştım. “Et-tekrarü ahsen, velevkâne yüz seksen” (güzel şeyleri 180 kere bile tekrarlamak iyidir) kuralınca, tekrarlamakta fayda var…
Efendim, değerli taşlara ilgi duyan bir genç, mücevher ustası olmaya karar vermiş. Aramış, taramış ve ülkenin en iyi ustasını bulmuş. Derdini anlatmış.
Yaşlı usta hiçbir şey söylemeden tezgâha uzanıp değerli taşlardan birini almış. Göstermiş genç adama: “Bu bir yeşim taşıdır delikanlı. Şimdi sağ avucunu aç bakalım…”
Yaşlı usta, parmaklarının arasında özenle tuttuğu yeşim taşını kaşla göz arasında gencin avucuna bırakmış. Sonra belli belirsiz gülümsemiş:
“Eğer bana çırak olmak istiyorsan, bir yıl süreyle bu taşı avucunda taşıyacaksın.”