“Zararın neresinden dönülse kâr”dır! İnşallah çok geç değildir.
Bilirsiniz: Eskiden, mahalleler cami ve mescidlerin çevresinde kurulur, kıbleye dönük evlerden oluşan bu mahallelerde, “kıble yürekli” insanlar yaşardı.
“Külliye”, yani “yaşam merkezi” (bu tanımlama şimdi AVM’ler için kullanılıyor) olarak inşa edilen büyük camilerin çevresinde “beşikten mezara kadar ilim öğreniniz” emri istikametinde gelişen hayatın vazgeçilmezleri olarak mektep, medrese ve kütüphane; “temizlik imandan gelir” anlayışının ürünü olarak hamam-şadırvan, çeşme; “infak” (yardımlaşma) ahlâkının yansıması olarak imaret, hastane ve misafirhâne, v.s. (sosyal tesisler) yer alırdı…