Cumhurbaşkanı Erdoğan 13 Kasım'da Başkan
Trump'ın davetlisi olarak Washington'a gidiyor...
Önemli bir devlet görevi... Ziyaretin başarılı olmasını dilerken,
"Günün önem ve anlamına uygun"
bir olayı paylaşmak istiyoruz.
Dönem, Adnan Menderes'in Başbakan, İsmet
İnönü'nün ana muhalefet partisi lideri olduğu dönem.
Demokrat Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi ilişkilerinin en çetin
olduğu dönem.
CHP Genel Başkanı İnönü'nün, hükümeti ve Menderes'i yerden yere
vurduğu dönem.
İşte o dönemde Menderes Londra'ya gidecektir...
"Kıbrıs konusu" için.
Ana muhalefet lideri İnönü, İngiltere seyahati öncesinde Menderes'e
bir mesaj gönderir:
- Sayın Başbakan'ın Londra'da bulundukları
süre zarfında kendisine muhalefet etmeyeceğiz ve
onu eleştirmeyeceğiz... Yapacakları
önemli devlet görevi sırasında,
arkalarında bütün milletin desteğinin
bulunduğunu bilmelerini istiyoruz.
***
Hangi Trump?
Akşam başka türlü konuşan, sabah başka türlü tweet atan
Trump mı?
Bir gün Türkiye'yi tehdit eden, ertesi gün
Erdoğan'ı ABD'ye davet eden
Trump mı?
Bir yandan Türkiye'nin dostluğuna önem verdiğini
söylerken, diğer yandan da kişisel siyasi sorunlarını, seçim
kaygılarını aşabilmek için Türkiye aleyhtarlığına soyunan
Trump mı?
Bunca tutarsızlığı sergiledikten sonra... Kim güvenir
Trump'a?
***
Hangi Amerika?
Sürekli demokrasiden söz eden, dost ve müttefikimiz
Amerika mı?
Yoksa... Türkiye'deki darbe ve muhtıralara yeşil
ışık yakan Amerika mı?
Sahi... Hangi Amerika?
Darbecilerin... Her darbe-muhtıra öncesinde gittikleri
"Akıl danıştıkları, taktik
aldıkları" Amerika mı?
15 Temmuz darbesinin mimarlarını koruyup kollayan,
onları hâlâ besleyip doyuran Amerika mı?
***