Yolda... "15 Temmuz Şehit Mehmet Çetin" köprülü kavşağını
görünce...
"Bu Mehmet" dedik:
"Evet" dediler:
Yemekten vazgeçtik.
Ve... Şehidin babası, Uşak'ın "Hüseyin Amca'sı" Hüseyin Çetin'in
evine gittik.
***
Kadere bak
"Baba" der:
Baba oğul "İzmir'e giderler." Mehmet sınava girer, kazanır.
İzmir'de okuyacak ve kaptan olacaktır.
Ama... Nerede kalacak?
Ev kiralasa, pahalı.
Öğrenci yurdu... O da pahalı.
"Birileri" Mehmet'in babasına yol gösterir:
Baba oğul "O yurda" giderler.
Yurtta "Kuralları" söylerler:
Dışarıda gezmek yok... Seninle bir "Abi" ilgilenecek... "Abinin"
sözünden çıkmak yok.
Baba Hüseyin Çetin, oğlu Mehmet'e der ki:
Haydi Uşak'a geri gidelim.
Kadere bak...
Mehmet "O yurtta kalsaydı" FETÖ'cü olacaktı.
15 Temmuz'da ihanet çetesinin içinde yer alacaktı.
Bugün "Nefretle anılacaktı." Ama o 15 Temmuz gecesi, bir gül
bahçesine girercesine kara toprağa girdi... Adı "Bayrak gibi"
dalgalanıyor.
***
"Yakın koruma"
Kaptanlık işi yatınca... Mehmet, Uşak'a döndü.
Endüstri Meslek Lisesi'ni bitirdi.
Sonra... Askere gitti...
"Komando" olarak.
Askerlik bitince... "Polislik sınavına" girdi.
Polis oldu... 4 yıl Aydın... 4 yıl Van... Ardından Ankara.
Artık "Başbakan Erdoğan'ın yakın korumaları" arasındaydı.
Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçildi.
Mehmet de, Erdoğan'la birlikte "Külliye'ye gitti." Erdoğan
Marmaris'te iken...
Mehmet de oradaydı.
Ve... Darbe gecesi... FETÖ'cü hainlerle çatıştı... O şimdi
"Cennette."
***