Malumunuz yeni kitabım yarından itibaren dağıtımda. "Fetullah'a Selam, Kumpasa Devam" adını verdiğimiz kitap için Ankara Kitap Fuarı'nda imza günündeydik. Saat 13.00'dan itibaren imza, fotoğraf çektirme, ilk ve ortaokul talebelerinin ödevleri için defter imzalama görevlerini yerine getirip "son gün imzası" için standa indiğimde ATO Congresium'da art arda "......Sayın...... fuarımızı ziyaret ediyor" anonsu ile irkildim. 10 gün süren fuarda, etkinliğin yapıldığı ilin "Büyükşehir Belediye Başkan adayı"nın ziyareti elbette önemli. Lakin; yorgun ve bitkinim. Üstelik son gün Pazar günü saat 14.00'dan itibaren dışarıda en az 15 otobüs, 20 minibüs "Yenimahalle Belediye Başkanı ve Büyükşehir adayı"na dair anonsları duyabiliyorum. Ana-baba günü fuar... Özellikle "çocuk arabalı", "türbanlı bacılar" ziyaret ve imza kuyruklarını felç ederken hemen hemen hiç birinde "KİTAP YOK"... Kitapsız demek istemiyorum elbette. Çoğunun elinde yayınevlerinin henüz yasaklanmamış poşetleri de yok. Önemli bir bölümü biletsiz girdi, tanık oldum. İhtimal ki söz konusu otobüs ve minibüslerle taşındı. Dahası okuyucularımızın ilgi ve kuyruğa girdiği yayınevimizin standı önüne gelince "Kadir Mısıroğlu'nun kitabı burada var mı?" sorusu yönetildiğinde "Fesli Kadir bizde bulunmaz" cevabıma bozuldular. Üstelik çaktırmadan sövüp, hakaret bile ettiler. 1962'de kurulan ve Türk fikir hayatının en güzide yazarlarını kadrosunda barındıran yayınevi kadrosuna ısrarla "Hasan el Benna"dan "Seyit Kutup"a kadar İhvan'ın fikir babalarının kitaplarını sever gibi yaptılar. Zira o yazar ve kitaplardan habersizdiler bile...Siyasette "yönlendirme", "farkındalık" gibi yöntemlerin elbette farkındayız. Derken koruma ordusu ile yol açarak yanımdaki "Milliyetçi kimliği" ile bilinen yayınevine ulaştı. "Esnaflık raconu"nu bilirim. Tam da imzadan kalkmak üzereyim. "Siz ticaret yapıyorsunuz protokoldür, karşılayın, uğurlayın" dedikten sonra güzergâha arkamı dönüp, cep telefonumu ele alıp sosyal medyayı açarak görmeden gelmeyi terci...