Azerbaycan'ın 1991'de yeniden bağımsızlığını kazanmasının en önemli faktörü merhum Ebulfez Elçibey'in önderliğindeki Halk Cephesidir... Azerbaycan'ın istiklali, Karabağ Savaşı, Kafkasların 1990'le yılları ve geleceğine dair kaleme aldığım "Turan Tutuldu" ve "Tarihin Treninden Düşmek" isimli kitaplarımda detayları ile yazdım. Umarım önümüzdeki günlerde güncelleyerek yeniden yayınlayabiliriz. Sovyet artığı Ayaz Muttalibov'a rağmen ezici bir çoğunlukla Cumhurbaşkanı seçilen Elçibey: "Belki bir yıl bile görevde kalamayabilirim" derken, Rusya ve İran faktörüne dikkat çekerek ülkede milli güçlerin hakimiyetine izin verilmeyebileceğine dikkat çekiyordu. 1980'li yılların ikinci yarısında yer altında kurulup, faaliyete geçen Halk Cephesinin ana omurgası Türk Milliyetçilerinden oluşmasına rağmen kozmopolit bir yapısı vardı. Ünlü 20 Ocak katliamı ve sonrasında Azadlık Meydanını dolduran bir milyondan fazla Azerbaycan Türkü, Elçibey'i Cumhurbaşkanı seçtikten sonra ülke idaresi konusunda fikir ayrılıklarına düştüler. Meydanlarda, cephelerde mücadelenin içinde olmayanlar bir anda mevki ve makam talebinde bulunduklar. Elçibey'in önce yakın çevresini, daha sonra da bizzat kendisini aleni olarak eleştirerek bir bakıma altını oymaya başladılar. Milli Meclis başkanlığına getirilen İsa Kamberov, İçişleri Bakanı olan İskender Hamidov, Savunma Bakanı Rahim Gaziyev ve diğer bakanlara karşı kazan kaldırıldı. 10 yıldan fazla hapis yatan ve geçtiğimiz yıl kanser hastalığı sonrası vefat eden ebedi dostum İskender Hamidov; daha İçişleri Bakanı olmadan Halk Cephesi bünyesinde oluşturduğu "Bozkurtlar" ile bir taraftan Bakü ve diğer kentlerde asayişi sağlarken diğer taraftan cephelerde Ermenilerle vuruşuyordu. İskender Bey ile Türk İstiklal Harbini uzun uzun konuşmuş, Anadolu'nun çeşitli bölgelerindeki çetelerin Kuva-i Milliyet Çatısı altında toplanma zorunluluğunu tartışmıştık. Düzenli orduya karşı isyan eden Çerkez Ethem Vakasını Elçibey, Hamidov, Kamberov, Fereç...