Çocukluktan gençliğe geçiş dönemimizde, Kıbrıs Barış Harekatı esnasında zirveye çıkmıştı "Bir gece ansızın gelebiliriz" şarkısı... AKP Genel Başkanı Erdoğan: "Beraber yürüdük biz bu yollarda, beraber ıslandık yağan yağmurda"yı miting meydanlarında seçmenleri, yandaşları ve geçmişteki ortağı cemaatle koro halinde söylemekten bıkmayıp, Kerkük ve Suriye konusunda mesaj vermek için "Bir gece ansızın gelebiliriz"e sarıldı. Türk müziği konusunda engin bilgiye sahip olan değerli ağabeyim Şevket Bülent Yahnici bir dönem Emel Sayın'ın zirveye taşıdığı şarkının sözlerini merhum Ümit Yaşar Oğuzcan'ın yazdığını, şiir rast makamında Rüştü Şardağ'ın bestelediğini hatırlatmış önce. Şarkıyı Recep Birgit'ten dinlemeyi tercih ettiğini belirttikten sonra şu çarpıcı tespitte bulunuyor: AKP Genel Başkanı Barzani'yi tehdit etmek için "Bir gece ansızın gelebiliriz" derken hiç kuşkusuz bu şarkıya atıf yaptı. Çünkü 7 den 70 e herkesin bildiği bu nakarat ilk duyulduğunda "Barzani'ye bir tokat atması" amacıyla çok yerinde bir cümle gibi görünüyor. Ancak eğer şarkının sözlerine devam edersek ortaya tatsız bir manzara çıkıyor. Çünkü şarkı "Sevgiliye" söyleniyor öncelikle. Yani "Bir gece ansızın gelme" bir tehdit değil tam tersine sevgiliye bir serenat. Ayrıca şarkının devamındaki sözler de çok ilginç. Örneğin: "Beni bekliyorsan, uyumamışsan, sevinçten kapında ölebilirim" diyor. Daha sonra: "Bakarsın hiç gitmem kölen olurum" cümlesi geliyor ki herhalde AKP Genel Başkanının "Bir gece ansızın gelebilirim" sert çıkışına hiç uymuyor. Aslına bakarsanız belki AKP Genel Başkanı farkında olmayarak bu güne kadar uyguladığı politika ve stratejileri açık ediyor. Çünkü kime ne zaman öfkelenip; esip gürlerse, biliyorsunuz arkasından hemen boyun eğme, özür dileme, alttan alma davranışı geliyor. Tıpkı bu şarkının sözleri gibi: "Bakarsın hiç gitmem kölen oluuruuum..."Merak edene şiirin tamamını da yollamış Yahnici:"Bu kadar yürekten çağırma beni/ Bir gece ansızın gelebilirim/ Beni bekliyorsan, uyumamışsan/ Sevinçten kapında ölebilirim..."Müzik kültürümüze katkı sağlarken kafalarımızın allak bullak olduğunu tahmin ediyorum. Cebine kırmızı pasaport koyup Turgut Özal dan bu yana özellikle AKP döneminde semiren Barzani, referandum öncesi kendisine gönderilen bu ciddi mesajı dikkate almamıştı. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti devletinin uyarılarına kulak asmayan Barzani, memurlarının maaşını veren, peşmergesini eğitip Irak'ın kuzeyini ihya eden, bedavadan elektrik dağıtan AKP gibi sandı Irak merkezi yönetiminin 48 saat için verdiği süreci... Fiilen 3-4 e bölünmüş Irak'ın toprak bütünlüğünü korumak ile kararlı olan Bağdat yönetiminin bir gece ansızın Kerkük'e gelebilme ihtimalini şımarıklığı yüzünden tahmin edemiyordu. Kerkük Havaalanı, Valilik, Petrol sahaları ve sınır kapılarının merkezi devlet güçlerinin ele geçirmesine başta İsrail, ABD ve Rusya'nın izin vermeyeceğinden çok emindi... Güvendiği dağlara nasıl karların yağdığını uzun uzun yazmak isterdim. Tarihi süreci, bölgedeki dengeleri çukura düşen stratejik derinliği hatırlatmanın bu saatten sonra anlamı yok. Türkiye'de hükümet erkini elinde tutan AKP eliyle İstanbul-Ankara Havaalanlarına asılan Barzanistan paçavrasının nasıl da indirilebildiğine bütün dünya tanık oldu. "Kerkük bizim can damarımız" diyen peşmerge zoru görünce tabanları yağlayıp kaçtı!.. "Kanımızın son damlasına kadar savaşırız" diyen kuklalar bir birini ezerek kenti terk etti. Bırakın direnmeyi tek mermi atmadan sıvışanlar, tıpkı Saddam'dan kaçtıklarında sığındıkları gibi yine Türkiye sınırına gelip: "el-aman" dileyebilir...Kimileri bizim zeka seviyemizle alay edip, kendileri gibi balık hafızalı olduğumuzu sanabilir. Öncelikle Barzani'nin iadeleri istenen PKK'lılar için "Kedi bile teslim etmem" sözünü hatırlatalım. Kerkük'e yığdığı PKK'lılar da kurtaramadı Barzani'yi. Muhtemelen Erbil'e geçip kuytu köşeye saklanan Barzani, Irak güçlerinin takibinden tırsıp geldiği dağlara geri dönecektir. Kerkük'e inşa ettirdiği Peşmerge heykelinin sadece inşaatı değil ruhu da yıkılmıştır. Barzani'ye haddinin bildirilmesinde, bölgenin kontrolünde İran'ın ve dolayısı ile Haşdi Şabi güçlerinin rolü göz ardı edilmemeli. Ancak başta Kerkük ve Musul olmak üzere Türkmeneli coğrafyasının 1990 öncesindeki demografik yapıya yeniden dönülmesi esnasında çıkması muhtemel kaos hesaplanmalıdır. Bir dönem Saddam'ın bölgeyi Araplaştırma politikasını, Barzani Kürtleştirme olarak uygulamaya koymuştu. Yarın Şiileştirme operasyonunun başlamayacağını kimse garanti edemez. Irak'ın kuzeyi ve Kerkük'e dikkat çekmeye devam edeceğiz.Not: Sayın Deniz Baykal'a, ailesine, CHP camiasına ve bütün Türkiye'ye geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Türkiyemizin demokrasi tarihinin önemli kilometre taşlarından olan Baykal'ın memleketimize uzun yıllar hizmet edeceğine en kısa zamanda aramıza döneceğine inanıyor yeniden acil şifalar diliyorum.