Yavuz Selim Demirağ Yeniçağ Gazetesi

Dinbazların tacizleri...

Vatikan'ın Hazinedarı Avustralyalı George Pelle taciz iddiası ile işinden ayrıldı ve önümüzdeki ay yargılanacak. Dünyanın en küçük ülkesi olan  Vatikan'ın aynı zamanda en zengin ülke...

30 Haziran 2017 | 488 okunma

Vatikan'ın Hazinedarı Avustralyalı George Pelle taciz iddiası ile işinden ayrıldı ve önümüzdeki ay yargılanacak. Dünyanın en küçük ülkesi olan  Vatikan'ın aynı zamanda en zengin ülke olduğunu hatırlatıp 'hazinedar' olarak tanımlanan George Pelle'nin bir nevi Maliye Valisi olduğuna dikkat çekelim. Ve Vatikan'da bu valinin ilk olmadığı gibi son olmayacağına da bir vurgu yapalım. Katoliklerin mezhebi Vatikan'da olduğu gibi; Ortodoksların da, Protestanların da kiliselerinde, ruhban okullarında taciz-tecavüz tarihten günümüze sıkça yaşanan vasıflardır. İnternet arama motoruna girildiğinde cinsel istismar suçlarının en fazla rastlandığı yerlerde 'din' figürü öne çıkıyor. Hristiyan mezheplerinin bazılarında din adamlarının evlenmediği aşikar. Rahip ve rahibelere evlenmek yasak. Ancak yasak elmayı yiyen çok. Orta Çağ karanlığında pek açığa çıkmayan bu günah günümüz teknolojisinde fazla gizli kalmamış olsa da buzdağının altı kaynıyor. Dünkü haber ajanslarına yansıyan Vatikan'da taciz olayında koskoca hazinedar yem edilecek değil ya! Uluslararası bankalar, holdingler, basın kuruluşlarının perde arkasındaki sermayelerin sahibi olan Vatikan'da müthiş telaş var. Kardinali korumak için olağanüstü kampanya yapılıyor. "Asla söz konusu olmayacağı, kendisini gururla savunacağı" yönünde servisler var.***Çuvaldızı Vatikan'a, kiliseye batırırken iğnenin ucunu da tarikat evlerine, Kur'an kurslarına, talebe yurtlarına, bazı vakıf ve derneklere batırmakta fayda var. Canım memleketimin çeşitli köşelerinde imamların, belletmen ve öğretmenlerin küçük yaştaki çocuklara yaptığı cinsel istismar haberleri de artık gizlenmiyor. Bir dönem başta Batman olmak üzere bazı illerde genç kadın intiharlarının altından 'ensest ilişkiler' ortaya çıkmıştı. Tecavüze uğrayan kadınların çığlık çığlığa öyküleri halen hafızamızda. İsimlerine tek tek girmektense bazı vakıf ve Kur'an kurslarındaki taciz ve tecavüzlerin üzeri ısrarla örtülmeye çalışılsa da bilinen gerçek. Allah rahmet eylesin Ünal İnanç, 50'li 60'lı yıllarda yatılı Kur'an kurslarında yaşanan binlerce tecavüz taciz olaylarının arşivlerini paylaşmıştı benimle. Bazı din adamlarının sapkınlıklarının nereden geldiğini kriminal raporlar ile ortaya koymuştu. 200 bin kitap, milyonlarca sayfalık gazete dergi ve belge arşivi vardı. Anlattığı feci hadiseleri kitap haline getirmesini çok istedim. "YAZACAĞIM" dedi ama huysuzdu. Ne kendi yazdı ne de bize izin verdi. Umarım varisleri olan çocukları o belgelerin gün yüzüne çıkmasını sağlarlar. Babalarının onlara bıraktığı bu mirasa sahip çıkarlar. (Varis olarak ben olsaydım eğer bu kıldan ince konular boynumun borcu olur ve sırat köprüsünü geçmeye çalışırdım... Ve onun ruhunun şad olması için elimden geleni yapardım.) Ünal Baba, bazı cemaatlerde bu tacizlerin gelenek haline dönüştüğü, tacize uğrayan küçük çocukların büyüdükten sonra yeni gelenlere aynısını yaptığını ifade ederdi. Nitekim ünlü Ergenekon Davası'nda onlardan birine rastlandı. Bu olayı TBMM 15 Temmuz Darbesi Araştırma Komisyonu'nda anlattım. Televizyonda söyledim. Bazı asker zanlılarının aleyhinde ifade vermek için "gizli tanık" yazılan şahsın adının Y.D. olduğunu fark edince davalı ile muhatap olduk. FETÖ'nün ışık evlerinde kalan Y.D. ondan fazla çocuğu istismar etme suçundan mahkûm ve halen hapiste. FETÖ ile mücadele adı altında bir sürü haksızlık yapılıyor, masum insanlar içeride tutuluyor. FETÖ vasfının ve Hristiyan tarikatlarının örgütlenme metodu ile çalışıyor. Etkinliği kırılmasına rağmen halen yeraltında çalışıp toparlanmaya gayret ediyorlar. FETÖ içindeki bu cinsel sapıklıkları araştırması için özel bir birim oluşturulmalıdır. Sadece FETÖ ile ilgili kalmayıp bazı tarikat, vakıf, cemaat, dernek, yatılı kurslardaki bu insanlık suçunun üzerinin örtülmesi yerine her fırsatta kamuoyu ile paylaşılarak, ibretlik cezalar verilmelidir.Bu sütundan bir yıldır ısrarla "dindar", "dinci" gibi deyimler yerine "dinbaz"ı tercih ediyorum. Dinbazların maskesinin düşürülmesi sadece adliyelerde mahkeme salonlarında olmaz, hayatın tüm alanlarında mücadele şarttır. Tacizcinin Müslümanı, Hristiyan'ı olmaz?

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hasan Paşam ve Uğur Mumcu... 31 Ocak 2021 | 540 Okunma "Adalet yıkılırsa gökyüzü çöker!" 29 Ocak 2021 | 305 Okunma Asker Hastanesi yıkılmasın!.. 28 Ocak 2021 | 292 Okunma Kaba Milliyetçilik... 24 Ocak 2021 | 422 Okunma Uzmanlara zulüm... 21 Ocak 2021 | 337 Okunma