Babası da emekli asker olan bir genç Hava Harb Okuluna giriş için mülakata girer. Babası Ergenekon-Balyoz sürecinde yakın takipteki personeldir. Uyanıktır ve Fetö'nün hedef haline getirdikleri kişilerden biridir. Oğluna "dikkat et siyasi sorulara cevap verme, yorum yapma" uyarısında bulunur. Çocuk mülakata girer... 3 sivil, bir asker komisyonun önünde ilk soruları başarı ile cevaplar. "Cemaatlerle ilgili" soruya "TSK'da emir-komuta zincirinde böylesi yapılara asla izin verilmemeli. Sonuçta 15 Temmuz gibi facia yaşandı. Bundan ders çıkarılmalı" cevabını verir. Sivil komisyon üyeleri rahatsız olurlar.
"Dünya 5'ten büyüktür, sözü sana ne hatırlatıyor" sorusuna "Cumhurbaşkanımızın BM'deki tutum ile ilgili çıkışıdır. Emperyalizme karşı çıkmıştır" der. Siviller iyice işkillenir. Karşılarındaki sıradan bir çocuk değildir. Sorgulayan, biat etmeyen, gelişmeleri takip eden biri vardır.
Kontra soru bu defa; "Şeker fabrikalarının satışına ilişkin, ne düşünüyorsun", gelir. Delikanlıda öz güven vardır. "Şeker fabrikalarının satışı uygun olmadı. Millî değerlerimizden biriydi. Mustafa Kemal kurdu. Genç Cumhuriyette şeker yokluğunda uyuz hastalıklarına karşı tedavi yöntemiydi. Millî sanayi sayılır. Her şeyden önce GDO'lu mısır şurubuna karşı sağlıklı şekerdir. Gazi'nin genç Türkiye'nin kuruluşu esnasındaki en büyük eseridir. Anadolu'ya nefes aldırmıştır. Savunma sanayiini o yıllarda İstanbul'dan getirip Ankara'da, MKE kurmuştur. Bunlar stratejik kuruluşlardır" der.
Bu sırada emekli asker baba dışarıda mülakata giren öğrenci ailelerini incelemektedir. Çoğunluğun "İslamcı" görüntüsünden endişelenerek "8-10 sene sonra bunlardan oluşan subaylar kışlada cemaat ayrılığı kavgası çıkarabilir" diye düşünür. Şalvarlı, poturlu, çarşaflı, farklı cemaat mensubu oldukları her haliyle ortadadır. "Vay be gitti Fetö, geldi Metö... Cemaatler orduda yer bulmak için nasıl da çabalıyor" diye iç geçirmesi yaşar. Kafasında takke ile biri yanaşır. "Benim oğlum da mülakatta... Bakalım ne olacak?" diye sorar emekli subay olduğunu bilmeden. "Siz ne iş yapıyorsunuz, ailede asker var mı?" sorusuna. "Ben imamım, ailede hiç asker yok. İnşallah ilki olacak" der.
Çocuklar gelir ve sonuç beklenmeye başlanır. Bir kaç saat sonra açıklanır. İmamın oğlu kazanmıştır. Sınavda dereceye giren emekli asker çocuğu elenmiştir.
İdealist gencin havacılık hevesi kursağında kalmıştır. Bu defa Sağlık Bakanlığı'na bağlanan Sağlık Bilimleri Üniversitesi'ne GATA'ya yani Tıp Fakültesine baş vurur. Puanı Tıp Fakültesine girmeyi başaran öğrencinin başarısını hesaplayın.