Nam-ı diğer Rüzgârın Oğlu, Muhittin Çolak'ı bu sütunlardan defalarca yazdım. Milliyetçi-Ülkücü camiada "Teşkilat" denilince ilk akla gelen isimlerdendir. CKMP'nin MHP olduğu ünlü kongreden sonra Ankara-Yüksel Caddesi'ndeki genel merkez binasına ilk tabelayı asan 3 kişiden biridir. "Rüzgârın Oğlu" ismini Milliyetçi Hareketin teorisyenlerinden merhum Dündar Taşer vermiş... Ülkücülerin "Dündar Ağası"nın rahle-i tedrisinden geçmiş Çolak... Çocuk yaşta CKMP'nin Gençlik Kollarında, Genç Ülkücüler Teşkilatı kurucuları arasında. Yüklenmediği görev yok. Başbuğ Türkeş'in "Sır küpü" olarak bilinir. Türkeş'in vefatı öncesi Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı... Türkeş sonrası demokratik seçimlerin gerçekleşmesinde tek söz sahibidir. Şimdilerin "İttihat ve Terakki" gibi bir gecede tarihin karanlığına gömülmesinden endişe ettiğim ülkücü hareketin "hafızasına kazınmış" bir kişidir. Hizmetlerini bir Allah'ın kulu inkar edemez.
Bizim "Yitik Kuşak"ın yaşı kadar teşkilatçılığı var. Ketumdur Çolak... Ağzından sözü kerpeten ile almak bile zordur. Dost meclislerinde dinlediğim olağanüstü anekdotları bir araya getirip kaynak eser niteliğinde kitap haline dönüştürme taleplerimi 20 yıl boyunca erteledi. "Zamanı gelmedi" gerekçesine uzun süre anlam verememiştim. 5 yıl önce ikna edebildim. İnce Metin (Metin Turan) ile beraber anılarını videoya kaydettik. 2 ayrı programda 4 saatlik televizyon görüntülerini ayıkladık. Konu başlıklarını belirledik. Ve Muhittin Ağabey inci gibi el yazısı ile 2 yıl boyunca dantel işler gibi yazdı. El yazıları önce bilgisayar dizgisi haline dönüştü sonra Metin, kitap formatına çevirdi. Neredeyse bir yılı aşkın hazırlık sürecinden sonra geçtiğimiz ay "Kripto Kitaplar"dan basıldı. Isparta Kitap Fuarı'nda en çok ilgi gören eser oldu. 4 Nisan'da Kocatepe Tiryaki Çay Evi'nde muhteşem bir imza günü yaşandı. Ardından Ankara Türk Ocağı'nda teşkilat üzerine sohbet ve imza... "Her Şey Milliyetçi Türkiye İçin" kitabının ikinci baskısı yapıldı. Bu eseri okumadan bu camianın sırlarını bilmek mümkün olmaz.
Türkiye'deki sol grupların "öz eleştiri" kültürü çerçevesinde "anı-belgesel" tarzında yüzlerce yayınlanmış eser vardır. "İtiraflar, Yarılmalar, Hesaplaşmalar"a dair pek çok kitap okudum. Kütüphanemde kaynak eser olarak muhafaza ettiklerimin arasında bugün farklı kulvarlarda koşanlar da var.
Türk Milliyetçileri, Ülkücüler ise "Sosyolojik sorgulamaları"nı çeşitli sebepler yüzünden hep ertelediler. Bazı isimlerin; hapishane ve kaçak günlerin hamaset yüklü anılarının ötesine geçemedi. 12 Eylül 1980 öncesinin çeşitli olayları aradan geçen bunca zamana kadar tam anlamı ile aydınlatılmış değil. Çolak, MHP Genel Merkezindeki provokasyon ve istihbarat sızmalarını da yazmış. Türkiye'nin dışı da var... Avrupa Türk Federasyonlarında cereyan eden olaylara da değinmiş. Bazı yöneticilerin aymazlığı, cahilliği ve hatta ihanetini mercek altına almış. Ankara'daki siyasi cinayetler ve suikastlar da var. Gizli ellerin izini sürmüş. Bir dönem "Kahraman" ilan edilenlerin maskesini düşürmeyi de ihmal etmemiş.
Bu kitapta çok emek var. İkinci-üçüncü ağızdan aktarılan bilgi kirliliğine, dedikoduya, rivayete sebep veren olayların hayal dünyası ile resmini çizmektense gerçeklerin fotoğrafının sergilenmesi gerek. Çolak da bunu yaptı.
Kitabın sonundaki 'İndeks'de yüzlerce isim var. Orada mutlaka tanıdık bir isim bulacaksınız. O günleri yaşayanların bu kitabı okurken aynada kendilerini göreceğinden şüphemiz yok. Kitaba emeği geçenleri ayrı ayrı kutluyorum. Kripto Yayınları'na teşekkür ederken dostça küçük eleştiriyi ise uyarı olarak algılamalarını umut ediyorum. 544 sayfalık kitabın ilk bölümünde "İçindekiler" unutulmuş... On binlerin okuyacağına, baş ucu eseri haline gelecek bu kitabın yeni baskılarında "İçindekiler" de olmalı... Seçkin kitapevlerindeki raflarda yerini alan bu eseri internet üzerinden de temin edebilirsiniz.