17 yıldır milletimizin başına çöreklenen AKP iktidarı sanki FETÖ'nün büyüyüp, semirmesinde, devletin kılcal damarlarına sızmasında rolü yokmuş gibi; "FETÖ ile mücadele kararlılıkla sürüyor" beylik deyişi ile vaziyeti kotarma derdinde... Yurdun dört bir yanında devam eden davaların bir an önce sonlandırılması için yargı heyetine "resmen baskı yapıp tarih bile belirliyor." Bizlerde "yargı vesayet altında" diye feveran edince "yargı sopası" ile karşılaşıyoruz.
"Hukukta kanaat olmaz!" ilkesi "Türk Milleti adına hüküm"lerde o kadar çok rastlanıyor ki "eşyanın tabiatına aykırı!" Bugün sadece 2 ayrı örneği paylaşacağım. Daha yüzlercesi var.
Ufuk Çizgisi'nin takipçileri hatırlar. Kuleli'den sınıf arkadaşım Albay Murat Yılmaz'ın Manisa'daki davasını... Murat, Ergenekon belasında yargılandı. Şimdi tutuklu olan FETÖ'nün savcısı Osman Şanal'ı 3'ncü Ordu karargahına sokmadığı için "gizli tanık" ifadesi ile "sanık" yapıldı. Manisa'da mantar tabancası patlamadı. O gün izinli olan Tugay Komutanı Yavuz Paşa haksızca tutuklanınca kanser olup öldü. Tabutuna bayrak sarılmadı. Toprağa verilmiş bedenine "beraat" kararı okunmadı. Bir tek bizim Murat kaldı... Şövalye ruhlu arkadaşım... Aleyhine ifade verenler, o dönem yerel basın ve ajansları yönlendirenler ortada. Dahası gözaltı tutanağını imzalayan Emniyet Müdürü'nün "FETÖMETRE" uygulamasında her yeri ofsayt!.. Bank Asya'dan, FETÖ okullarına kadar bulaşmadığı kriter yok. "Fetullah'a Selam, Kumpasa Devam" kitabımda ayrıntılarını yazdım. Lakin bu kitap 6 aydır incelemede olduğu için İzmir'de hapishanede olan Murat Yılmaz'a henüz ulaşmış değil. Sevgili eşi kızı ve emekli general Ağabeyi halen umutlu... Murat'ın "ağırlaştırılmış müebbet cezası" eninde sonunda Yargıtay yada Anayasa Mahkemesi'nde bozulacak ve özgürlüğüne kavuşacak. Benim canımı acıtan ise "gerekçeli karar" da gizli...
"Her ne kadar FETÖ/PYD mensubu olmasa da, Ergenekon Davası'ndan yargılandığı için mevcut iktidara kin ve garez duyduğundan 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı kanaati ile ağırlaştırılmış müebbet hapsine mahkum edilmesine karar verilmiştir" deniyor...
Kendi adıma "İslamcı şaklabanların İmanometre"sine tınık olmuştum. "Şu vatandaş bu kadar inançlı, diğeri inançsız" gibi zeka seviyemizle alay eden görüşlerini biliyorum. Lakin böylesi bir "gerekçeli karar"a Türk hukukunun olsa olsa yüz karası olur...
Kanaatler burada bitmiyor! Çok yazdığım için eleştirildim.