Devlet Bahçeli pimi çekilmiş "af bombası"nı ortaya attı. Bakalım kimlerin elinde patlayacak. Her şeyden önce hukukta, gerçek anlamdaki adalette "af" yoktur... Kaldı ki adaletin tesis edildiği, bağımsız yargının adil yargılamaları gerçekleştirdiği ülkelerde affa gerek de yoktur. Neymiş efendim "kader mahkûmları" varmış. Hukukta kader mahkûmu da yoktur. Kader mahkûmu olarak nitelendirilen suçlarda mahkeme "ağır tahrik, nefsi müdafaa" vs. gibi sebeplerle cezada indirim yaparak adaletin yerine gelmesini sağlar.
Türkiye'nin güven problemi var. Hukuk sorunu var. Bağımsız yargı gerçeği olduğunu ise kimse inkâr edemez. AKP'nin iktidarı devraldığı 5 Kasım 2002'de Türkiye'de 55 bin tutuklu ve hükümlü cezaevlerindeydi. Bugün rakam 250 bine dayanmış durumda. Bu yılın sonunda 275 bin rakamı öngörülüyor.
Değerli okuyucularımızla TÜİK raporlarının özetini paylaşalım. Türkiye'de şu an 291 kapalı cezaevi var. 70 açık cezaevi, 3 çocuk eğitimevi, 8 kadın kapalı, 5 kadın açı, 7 çocuk kapalı olmak üzere 384 ceza ve infaz evi var. Toplam kapasite 207 bin. Ancak 40 bin fazla insan, insan haklarına aykırı durumda yaşıyor.
15 Temmuz öncesi cezaevlerinde 191.423 tutuklu ve hükümlü vardı. FETÖ'nün hain darbe girişiminde gözaltı ve tutuklamalar yüzünden hapishanelerde yer açmak için yapılan düzenleme ile 50 bin kişi salıverilmişti. Bunu da bir kenara kaydedelim.
***
Beton ekonomisinin mimarı AKP, her fırsatta 120 yeni cezaevi inşa ettiği ile öğünüyor. Adalet Bakanlığı inşası devam eden 43 yeni cezaevini tamamlamayı planlıyor. AKP'ye ciddi bir önerim olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmaları ABD'de özel cezaevleri işletmeleri olduğunu rapor etmemiş olsa gerek. Aksi halde AKP hükümeti cezaevlerini "yap-işlet-devret" modeli ile yaptırır, "tutuklu-hükümlü garantisi" verip işlettirirdi. Bunu da yazın bir kenara...