Yavuz Selim Demirağ Yeniçağ Gazetesi

Şehit haberleri...

Yandaş medyanın "tıpkı baskı" manşetlerini gördükçe ruh sağlığım bozuluyor. Meslek ahlakı, yayın ilkelerini bıraktım zeka seviyemizle alay edilmesini hazmedemiyorum. Şimdi birileri "O zaman okuma... Zaten...

03 Ağustos 2018 | 3.590 okunma

Yandaş medyanın "tıpkı baskı" manşetlerini gördükçe ruh sağlığım bozuluyor. Meslek ahlakı, yayın ilkelerini bıraktım zeka seviyemizle alay edilmesini hazmedemiyorum. Şimdi birileri "O zaman okuma... Zaten kaç kişi okuyor ki" tepkisini verecektir. Haksız da sayılmazlar. Her şeyden önce bizim işimiz okumak! Günün gelişen olaylarının özetini, söylentisini, rivayetini değil gerçeğini araştırmak görevimizdir.

Adına çelişki, dilemma, tezat ve sözlükte aynı anlama gelen tüm tanımları sıralasanız canım memleketimin perişan halini yansıtamazsınız. Çok değil 10 yıl önce AKP hükümeti gazete ve televizyonların yöneticilerini davet edip "Terör şehitleri ile ilgili haberleri büyük vermeyin" talebinde bulunmuştu. Artık "merkez" de kalmadı ya... Tekmili birden hükümete yaranmak için "emredersiniz!" diyerek hazır ol vaziyetine geçti. Bu rica (!)yı dinlemeyenlere ise yaptırım uygulandı. Aba altından sopanın farklı seçenekleri vardır. Dahası o dönem "heykeli dikilecek savcı" denen Zekeriya Öz, özel yetkisi ile gazetecileri sorgulayıp "Niçin şehit haberleri yapıyorsun. Amacın ne?" diye sorup farklı iddialarla tutuklayarak Silivri'ye tıktı.

Neredeyse 40 yıldır terörle yaşamaya mahkûm olan güzel ülkemizde bu işler bir defaya mahsus yapılmadı. 17'nci yılına giren AKP hükümeti gün geldi "akredite" olmayan kuruluşları da kahvaltıya davet edip terör olayları ve şehit haberlerine oto sansür uygulanması gerektiğinin gerekçelerini "beka"ya dayandırdı. Süreç "bizim mahalle" olarak bilinen medyanın önemli bölümünü "Emir eri Şaban" haline dönüştüğü için vaziyet "Tak-Şak"a evrildi. Hükümet "Tak" diye emretti. Yandaşlar "Şak" diye yerine getirdi. "Alo Fatih" hattı kuruldu. Erdoğan'ın hoşuna gitmeyen haber ve yorum yazanların işine son verildi. Milyonlarca dolarlık yatırımlara rağmen gazeteler kapandı.

***

15 Temmuz kalkışması "ders" olur sanmıştık. Başkaları gibi "kandırılmadık" ama iyi niyetimizle "yanıldık"... Ayrımcılık had safhaya çıktı. Bu coğrafyada yaşamanın bedelini şehit olarak ödeyenler bile ayrıldı... Terör Gazilerine dayaklar atıldı. Varsa yoksa "15 Temmuz şehitleri-gazileri" denilerek önceki on binler yok sayıldı. Yüzlerce yıllık milyonlarca şehit unutuldu. Ayrımcılık cenazelere kadar ilerledi. "Kan üzerinden siyaset yapıyorlar" diye suçladıkları ile kol kola girip "CHP'liler gelemez" fetvası çıkarıldı.

Yetmedi... Medya patronları saraya çağrılıp "Terör olayları ve şehit haberleri" konusunda bir ayar daha çekildi ki yurt içinde ve sınır ötesinde şehit olan güvenlik kuvvetleri personelinin şehadet haberleri trafik kazası seviyesine çekilip, birinci sayfadan üçüncü sayfaya indirgendi. Televizyondaki haber 45 saniyeden 15'e düşürüldü. İnternet ve sosyal medyada hassasiyete devam edenler için "provokasyon" iddiası ile soruşturmalar açıldı. Erişimler engellendi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Hasan Paşam ve Uğur Mumcu... 31 Ocak 2021 | 540 Okunma "Adalet yıkılırsa gökyüzü çöker!" 29 Ocak 2021 | 305 Okunma Asker Hastanesi yıkılmasın!.. 28 Ocak 2021 | 292 Okunma Kaba Milliyetçilik... 24 Ocak 2021 | 422 Okunma Uzmanlara zulüm... 21 Ocak 2021 | 337 Okunma