Muhalefet partilerinin yetersizliği yüzünden Türkiye'de rejim değişti. Yasama organı olan TBMM'nin yetkileri de "Tek Adam"ın eline geçmiş oldu. Buna rağmen kötümser olmamak lazım. 24 Haziran seçim sonuçları ülkemizde biriken enerjinin sonu olmamalı. Evet, vatandaşın enerjisi, birikimi heba edilmiş olabilir. Ancak bu enerjinin sona erdiği anlamını taşımamalı. Tersine bu defa enerjiyi verimli harcamalı. Orantısız gücün kullanıldığı bu seçimlerde her şeye rağmen Meclis'e girmeyi başaran partiler parlamentoda daha fazla çalışmalıdır. Milletvekili olmak, parti yönetiminde bulunmak değildir. Yemin töreninin hemen ardından milletvekilleri partideki görevlerinden istifa ederek Meclis'te daha etkin çalışmalıdır. Tek adam rejiminin icraatlarını yakından takip ederek vatandaşı bilgilendirmelidir.
***
Başta sayın vekillerimiz olmak üzere bu yazıma itiraz edecek parti yöneticileri olacaktır. Madem "Başarısız olan gider" siyaset literatürüne girdi, öyle ise gereğini yapalım. Bahanelerin arkasına sığınmayalım. "Nerede yanlış yaptık?" sorusunu herkes önce kendisine sormalı. Ülkemizin yaş ortalaması 29,5... 30 bile değil. Peki ya milletvekillerinin yaş ortalaması; HDP 47.3, AKP 47.8, MHP 50.4, CHP 50.8, İYİ Parti 57.1... Seçilme yaşı 18'e düştü. 20'li yaşlarda vekil sayısı 4... 3 AKP'de 1 tane de HDP'de... 30'lu yaşlara gelince AKP'de 22, CHP'de 17, HDP'de 11, MHP ve İYİ Parti'de yok.
Bazı partiler tüzüklerine kadın kotası koydu. Ama durum içler acısı. AKP'nin 53 kadın milletvekili var. HDP'de toplamın yarısı kadar 25, CHP'de 18, MHP'de 5... İYİ Parti'de 3... Türkiye'nin umudu olmak isteyen partiler kendine gelmeli. Yönetimi gençlerden ve kadınlardan oluşturmalıdır.
***
Günlerdir e-postama binlerce eleştiri ve yorum geliyor. Nerede hata yapıldığına dair eleştirileri silmeden arşivliyorum. İsimlerini gizli tutmak kaydı ile söz konusu eleştiri ve önerileri partilerin yeni yöneticilerine iletebilirim.