“Süleyman Demirel’i nasıl bilirdiniz?” sorusunun yanıtı, kişiye
göre değişir. Normaldir. O Türkiye siyasi tarihine damgasını vuran
son 40 yılda yaptıkları ve yapamadıklarıyla hayatımızı derinden
etkileyen bir siyasetçiydi.
Hayatını üç döneme ayırıyorum.
Birinci dönem 1980 öncesi ...
(Türkiye’nin kalkınmasına yaptığı katkıları unutmadan). İki kutuplu
dünyada Türkiye’yi, ABD tarafına yanaştırmaya çalışan ve hayatını
aslında komünizmle mücadeleye ayırmış bir kişiyi görüyorum.
Emperyal gücün dayattığı yaklaşımlardan ödün vermeyen, ülke kan
gölüne dönmüşken halen “Bana ‘Sağcılar cinayet işletti’
dedirtemezsiniz” inadını sürdüren ve kaostan çıkış için
muhalefetle uzlaşmayı bile işkence sayan bir lider... Kabul
etmeliyim ki Türkiye’nin dışa açılması için 24 Şubat 1980 tarihinde
karar alan da yine odur ama kaderin oyununa bakın, kendisini hapse
atan darbeciler, o kararı hem de öğrencisi Turgut Özal’a
uygulatacaktır...
İkinci dönem; siyaset yasağının referandumla kalkarak tekrar
sevdiği alana dönüş dönemidir. O günleri hatırlayanlar aslında o
günlerde gösterdiği performansı da unutmayacak olanlardır. Güçlü
bir iktidar karşısında nasıl muhalefet yapılacağını
göstermiştir.