Ülkeyi yönetenler açısından en sıkıntılı konu, ekonomik gerçekler ile ekonomik vaatler arasındaki makasın açılmasıdır. Milyonlarca insanın ekonomik kaygılarını algılarla yönetmek bir yere kadar mümkündür.
***
Demokrasi açığımızın kapatılması, birey ve insan hakları konusunda siyasilerin onlarca yıldır bize pazarladığı çağdaş yaklaşımların, iç ve dış dinamikler ve de koltuk mücadelesiyle nasıl tozlandığı, rafa kaldırıldığı açık. Satılan hayal ile gerçekleşen arasındaki makasın giderek açıldığı bir süreçten geçiyoruz. Ancak demokrasi talebi bir şekilde “güvenlik, ideolojik nedenlerle’’ ertelenebiliyor.
Siyasetçiler de daha fazla özgürlük, daha fazla insan hakları gibi toplumsal talepleri baskılayabiliyor, taleplerin öncelik sıralamasını değiştirebiliyor, yönlendirebiliyor veya saf dışı etmenin yollarını bulabiliyor.
***
Kişi olarak daha özgür bir ülkede yaşama talebinizi öteleyebilirsiniz, ama geçim savaşına yenik düşmeyi, borçlar nedeniyle batmayı, kredinizi ödeyememeyi, işinizi kaybetmeyi göz ardı ederek yaşamınızı sürdüremezsiniz.
***