Önceki akşam MHP’nin düzenlediği İstanbul Mecidiyeköy’deki protesto mitingini izledim. Aslına bakarsanız denk geldim. Kızgın ve öfkeli insanlar “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganını atarken Türk bayraklarını sallıyordu. Önlerine kendi tanımlarına göre “bir vatan haini” çıksaydı ya da HDP logolu bir bayrak, flama taşıyan bir araç mesela... Ne olurdu? Asla kefil olamayacağınız nitelikte öfke yansıtıyorlardı. Nitekim tam da aynı saatlerde Türkiye’nin dört bir yanından korkutucu bilgiler gelmeye başlamıştı. Durdurulan otobüslerde Kürt vatandaş arayan, tipini beğenmediği kişiye Türkçe yemin ettiren, hatta Atatürk büstü öptüren (fotoğrafı gördüm, korktum)... HDP binalarını, Kürt esnafın dükkânını yakan...
Aynı gruba bu kez otomobille geçerken Barbaros Bulvarı’nda rastladım. Bir trafik polisi “Kusura bakmayın siz de beklediniz ama bu gösteriler de gerekli”dedi. “Keşke” dedim. 5-10 bin kişi değil şu an burada 1 milyon insan olsaydı... Yas tutan, şiddeti kınayan...
Kabul edelim ki: O yürüyenler de yürümeyenler de hangi partiye oy verirse versin her vatandaş artık aynı soruyu soruyor: Bir iç savaşa doğru mu gidiyoruz? Söylenecek çok laf var.