Öncelikle şu tespiti kabul etmeliyiz: Irak ve Suriye’de yeniden paylaşım ve/veya yeniden sınırlar çiziliyor.
İkinci tespit: Kürt, Şii, seküler/Alevi ve Sünni çekim merkezleri oluştu. Bağdat, Erbil, Rakka ve Şam yeni güç odaklarının başkentleri...
Üçüncü tespit: Rusya ve İran, Şam’ı kontrol edecek kadar yakın... Bağdat şimdilik DAEŞ belasını bertaraf etme adına herkese göz kırpıyor. Son tahlilde İran ile flört kaçınılmaz. Erbil ağırlıklı olarak Türkiye’ye bağımlı ama ABD ile sarsılmaz bir ittifak kurmuş vaziyette. Rakka ise şimdilik sınırlar çizilirken kullanılan kötü çocukların elinde... Suriye’deki Kürt bölgesi Esad ve ABD ile temasta, Esad ile savaşan ve bizim tarafımızdan ılımlı denilen örgütler ise bir yandan DAEŞ ile kan davası güden akrabalık ilişkisi içinde, diğer yandan Türkiye’yi ağabey görüyorlar...
Çin ve diğer Asya-Pasifik ülkeleri ise beklemede ve genellikle de Rusya’ya yakın duruyorlar.
Avrupa son DAEŞ eylemleri nedeniyle artık denklemin içine girdi. Rusya’nın bölgede ağırlığını artırmasını içlerine sindirememişlerdi. Bir bahane gerekiyordu.Paris’teki terör olayı ve Rus uçağının düşürülmesinin ardından aradıkları gerekçeyi bularak Akdeniz’e iniverdiler... NATO ülkesi Türkiye yalnız bırakılamazdı, ayrıca o teröristler inlerinde vurulmalıydı!