Size Türk ekonomisi ve işletmelerini yakından ilgilendiren,
yakın ve uzak bir tehlikeden bahsedeceğim. Eğer bankacılık
otoriteleri konuya ilişkin net bir yaklaşım göstermezlerse, hayatın
doğal akışı içinde yabancı bankaların Türk ekonomisine katkı yapmak
yerine kredileri, tüketici kredilerine döndüreceğini hatırlatmak
isterim. Ve ne yazık ki isim vermeyeceğim ama hızla piyasadan
çekilen yabancı sermayeli bankaların tavırlarının, işletmeleri
etkilemeye başladığını da duyurayım... Piyasadan çekilmenin
işletmeler için anlamının, “Bize artık kredi
vermiyorlar’’ olduğunu hatırlatayım...
Ve bazı bilgiler aktarayım. Haklı mıyım, haksız mıyım siz karar
verin...
1) 34 mevduat bankasının 19’u yabancı sermayeli banka. Sayısal
çokluğuna bakmayın. Bankaların etkinliği ve bilanço büyüklüklerine
bakmak lazım.
2) Yerli özel bankaların 5 bin 661 şubesi var. Yabancı
bankaların şube sayısı 3 bin 31...
3) Bankacılık sektörünün aktif büyüklüğü (Mart 2015 tarihi
itibarıyla) toplam 2 trilyon 128 milyar TL.
4) Bankalarda Türk halkının (özel ve tüzel kişilik
olarak) toplam 1 trilyon 116 milyar TL mevduatı
var.
5) Mevduatın krediye dönüşme oranı yüzde 119. Yani
yatırdığınız mevduat, krediye dönüşüyor. Soru şu: Bu mevduatın ne
kadarı tüketiciye, ne kadarı işletmelere veriliyor? Yabancı
sermayeli bankalar, Türk halkından topladıkları krediyi genellikle
tüketici kredisi olarak kullandırıyor. Çünkü işletmelere verdikleri
kredilerin geri dönüşü hem daha uzun hem de tüketiciye
kullandırılan krediye göre ucuz. O yüzden işletmelere verilmiş
kredileri düşürerek tüketiciye verme eğilimi içindeler.