Cumartesi akşamı Nişantaşı’nda Atiye Sokaktaki lokantalara
3 terörist dalıp ellerinde hepi topu 20 cm’lik bıçakla kaç kişinin
boğazını kesebilir? En fazla bir iki! Bütün masalar ayaklanır,
garsonlar, müşteriler derken o üç teröristi doğduğuna pişman eder,
lime lime ederler. Uçakta korsan yakalamış milletiz biz. Hiç öyle
20 cm’lik bıçağa razı gelir miyiz?
Hatta canlı bombaya saldırmışlığımız bile var! Zaten
bizimkiler olsa 20 cm’lik değil, döner bıçağıyla
gelirdi!
Bunlar İngiliz kibarlığı ve sakinliğiyle sıralarını mı
beklemişler? O kadar olmasa da bir iki sandalye ve şişe atmışlar.
Ama uzaktan!
3 kişi 48 kişiyi nasıl yaralar, adam başına 16 kişi
düşüyor!
Kültür farkı
Yahu yok muydu bir Kasımpaşalı, Tophaneli aranızda, şöyle
arkadan dolanıp kafasına indirecek o iskemleyi?
Can havli diye bir şey de yok. Otobüse kuyruk olup binmeyi
öğrenmiş medeni insanlar, teröristi de kuzu kuzu bekliyor.
İnsanların dramından komedi çıkarma çabasında değilim elbet.
Bizdeki Reina baskınında da bir kişi kaç kişiyi terörize etti,
öldürdü. Ama elinde makineli tüfek vardı ve ışıldakla herkesi
serseme çevirip tavşan gibi avladı.
Oysa bunların elinde sadece birer bıçak var. Çoluk çocuk bile
engel olurdu. Bizim gerek kültürümüz, gerek başımıza gelenlerden
sonra edindiğimiz alışkanlıkla öyle kolay teslim
olmayız.
Sokakta palayla dolaşıp kadını sırtından tekmeleyen mi
ararsın, maça, mahkemeye döner bıçağıyla, satırla girmeye kalkan
mı! İngilizlerin tez elden kendini savunma, karşı koyma, ve
saldırma reflekslerini geliştirmeleri şart. Bunun için
holiganlarından destek alabilirler, onlar da hiç fena
değildir.
Artık terör her yerde. Avrupa, İngiltere, sadece yüzyıllar
boyunca ektiğini biçiyor, görürüz, yakında ABD de beter
olacak!
Kapalıçarşı’da bir ilk: Festival konseri!