Büyük Adalet Yürüyüşü, bugün Büyük Adalet Mitingi ile son buluyor. 24 gündür süren yürüyüşe başta kimse inanmadı. Yok canım, Ankara’dan İstanbul’a Kılıçdaroğlu nasıl yürür, herhalde şehir girişlerinde biraz yürür, arada otobüsle giderler dendi.
Ama günler geçip, yağmur yağdıkça, güneş açtıkça, görüldü ki başta Kılıçdaroğlu yürüyor, arkasında gün geçtikçe artan binler, damlaya damlaya sel oluyor! İstanbul-Ankara E-5 Karayolunun her santimetre karesine ayak basıldı, her koşulda devam edildi.
Barış güvercini
Ve İstanbul’a varıştaki o muhteşem fotoğraf karesi: Yer gök al bayrak, yer gök insan seli. Başında barış güverciniyle Kılıçdaroğlu. Arkasından itilerek seçildiği partinin artık sadece genel başkanı değil, lideri. Yumuşak atın çiftesi sert olur dediklerinden, inandı, bir maratoncu gibi yürüdü, herkesi de peşinden sürükledi. Bugünkü miting bir son değil, bir başlangıç. “Adalet yollarda aranmaz, Meclis’te aranır” diyenlere tek yanıt var: O zaman Meclisi çalıştırın.
O zaman ülkeyi OHAL’le, Kanun Hükmünde Kararnamelerle değil, demokrasiyle yönetin. O zaman adalete, yargıya, mahkemelere karışmayın. İddianamesiz, yargısız, aylarca hücrelerde tutuklu yatırıp yargısız infaz yapmayın. O zaman bütün mevkilere hak etmedikleri halde sadece kendi yandaşlarınızı atamayın. Medyaya baskı yapmayın.
Havuz medyasında 8 gazeteyi aynı manşet, aynı fotoğrafla çıkartmayın. Sosyal medyada trollerinizi kudurmuş köpekler gibi saldırtmayın. O zaman iftira atmayın. O zaman akademisyenleri üniversitelerden sokağa atmayın.
Açlığa mahkum
Kamu kurumlarından on binlerce insanı haksız yere işlerinden atıp açlığa mahkum etmeyin. İtiraz edilebilecek, hak aranabilecek kurumlar olsun. Her seçimi şaibeli hale getirmeyin!