Sinek küçük ama mide bulandırıyor. İktidarın seçim öncesi milli
hassasiyetleri düşünüp ıııh dediği, ama sonra gelecek oyları hesaba
katıp razı olduğu bedelli askerlik, parası olanlar için bir
kurtuluştu. Ya olmayanlar? 15 bin TL, parası olan için bayağı
indirimli bir fiyat. Motosikletini satan oldu, kredi alan da. Ya
onu da yapamayan? Pantolon parasını bulamayan? Boynunu büküp
“vatani görev” diye kendini kandırıp askere gitti. Eğitimine de
katkıda bulunduğum için yakın takip ettiğim bir genç anlatıyor,
askerliğini yapmadığı için asgari ücretle çalıştığı işten
çıkarılmış. Biraz süründükten sonra yedek subay olarak askere
gitmiş. Ankara’da eğitimde. Hiç birikimi, yardım edecek ailesi de
yok. İlk 4 ay öğrenci maaşı alıyorlarmış; 350 TL. Askerde ne para
harcayacağım, yeter diye düşünmüş önce. Ama kantini düşünmemiş!
Meğer kantinler özelleştirilmiş! Özel firmalar işletmeyi ihaleyle
alıyor, sonra da istediği fiyattan mal satıyor. Su bile her
kantinde ayrı fiyat, birinde 35 kuruş, birinde 75. Askerlerin
işlettiği orduevleri, kantinler sudan ucuzken, özelleştirilmiş
kantinler, hele parası olmayana ateş pahası, tavuk döner 7.5 TL.
Karavana çıkıyor onu yesin derseniz, doymuyorlarmış. Askerinin
karnını doyuramayan ordu olur mu? Nasıl savaşacak bunlar?
Oluyormuş, porsiyonlar o kadar küçük ki, bütün gün koşturan genç
erkek bunlar, doymuyorlarmış. Hoş yiyen de zehirleniyor, o da ayrı.
Kantin ise pahalı. Musluk suyu kötü. Günde 75 kuruştan 4 tane içse,
harçlık bitti, hesapla; para yetmiyor, üniversite mezunu ama aç ve
susuz, bunalıyor! Orduevinde ucuza yediğimiz yemekten utandım!
Çarşı iznine çıkmış, cebinde beş kuruş olmadığı için kahvaltı
yapamayıp simitçiye yan gözle bakan yedek subay adayından utandım,
siz oğlunuzun bedelli parasını yatırdınız değil mi? Şu kantin
kuntin işini de bir düşünün bu arada! Artık bir odam da
var!
‘Mesleğiniz?’, ‘Gazeteci.’ Yıllardır bu...