Bıçak kemiğe dayandı deyip, eyleme karar veren Ana
Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun peşine
binlerce yurttaş katılınca bayramın gündemi de Adalet Yürüyüşü
oldu!
Kimse 69 yaşındaki Kılıçdaroğlu’nun güneşin altında, günde 20
km yürüyeceğini tahmin etmiyordu. Bu kadar büyük katılıma CHP gibi
“beceriksiz” damgası yemiş bir partinin sahip çıkabileceğini,
yiyeceğini içeceğini sağlayabileceğini aklına getirmiyordu. Pes
eder, otobüslere binerler, yürüyüş sadece belli noktalarda olur
diyenler arasında ben de vardım!
Ama söz konusu adalet olunca bütün zorluklar aşıldı.
Yürüyemez sanılanlar yürüdü. Ayakları yara oldu ama pes etmediler.
Bu da gündemi belirlemeye, kendinden olmayanı ötekileştirmeye
alışık iktidarı ve yandaşlarını öylesine rahatsız etti ki yürüyüşe
gölge düşürmek için her yola başvuruyorlar. Önce lütfettik,
yürüyüşe izin verdik havasındaydılar. Oysa sokağa çıkıp yürümek
anayasaya göre herkesin hakkı. Bu yürüyüşten hoşlanmayanlar, karşı
olanların fikrini söylemesi de öyle.
Caminin imamı elbette karşı olduğunu yürüyüş geçerken pankart
açıp gösterebilir, hakkıdır. Ama binlerce kişinin konakladığı yerin
suyunu kesmek, “bizde misafire ikram esastır” diye getirip bir
kamyon dolusu hayvan gübresi dökmek, yürüyüşçülere değil, o işi
yapana eksi yazar.